Kabul edelim ki şu his bazen çok yorucu olabiliyor: Dijital dünyanın üzerimize boca ettiği yoğun enformasyon yağmurunun altında savunmasız kalmak. İşte dijital minimalizm tam olarak burada devreye giriyor. Dijital minimalizm, dijital dünyayı ancak faydalı olduğu ölçüde kişisel hayatımıza sokmamızı sağlayarak daha sade ve daha az yorucu bir yaşam biçiminin önünü açıyor. Odak noktası basit: Kişisel hayatın bazı hassas alanlarına mutlak bir önem atfetmek ve sınırları doğru yerlere çizmek. Dijital dünya tabii ki hayatımıza sayısız fayda sağlıyor. Ancak hayatımızın yüz yüze iletişim gibi en kritik unsurlarını etkilemeye başladığında sorgulama da beraberinde geliyor. Dijital dünyadan maksimum faydayı elde etmek için onu nasıl ve neden kullandığımızı dikkatlice düşünmeliyiz. Çevremizi saran teknolojiyi optimize kullanmalıyız. Peki nasıl?
Cihazlar günden güne çeşitlenir ve kullanım alanları gitgide genişlerken dijital yaşamlarımızı kontrol altında tutmak zorlaşıyor. Kişisel hayatımıza berraklık kazandırmak istiyorsak karşımızda net bir çözüm var: Çevrimiçi deneyimlerimizi basitleştirerek dijital dünyanın boğucu taraflarını ayıklamak. Bugünlerde yaygın bir eğilimle karşı karşıyayız: Kişisel verilerimizi ele geçirerek kötüye kullanan ve dikkat dağıtan HER ŞEYİ hemen silmek. Bu denli yoğun etkileşimli bir ilişkiye sahip olduğumuz platformları hayatımızdan tamamen çıkarmak kolay ve mantıklı değil.
Dosyalar deyince dijital minimalizm yaklaşımı kulağa nispeten daha zor geliyor. Çünkü öğe sayısı arttıkça çoğu kişinin farklı dosyalama sistemine sahip olması kaçınılmaz bir hal aldı. Burada önerimiz şu: Burada önerimiz şu: Genellikle dosyaların biriktiği masaüstü ve indirilenler kısmını temiz tutmak.Henüz sınıflandırmaklarınız için “Bekleyenler”, O an üzerinde çalıştıklarınız için “Aktif”, Yakın zamanda üzerinde çalışmayacağınız fakat yine de saklamak istedikleriniz için “Arşiv”, Ne yapacağınızı bilmediğiniz diğer her şey içinse “Diğer” isimli klasörler oluşturabilirsiniz.
Maillerinizi açtınız ve karşılaştığınız ilk şey asla ilgilenmediğiniz, algınıza saldıran bir yığın fırsat maili. Gelen kutunuzdaki birikmenin önüne geçmek dijital minimalizmin önemli bir adımıdır. Abonelik yoluyla gelen tüm maillerinizi tek tek açın ve alakasız bulduklarınızı (gelecekte de ilgilenmeyeceklerinizi) tespit edin. Eğer kontrol etmeyecekseniz mail bildirimlerini kapatmak da mantıklı bir çözüm. Zamanla daha az alakasız mail alacaksınız ve bu doğal olarak zihninizde daha az strese yol açacak.
Dijital öğelerin sayısı çoğaldıkça neyi silip neyi silmememiz gerektiği noktasında şüphelerimiz artıyor. Her şeyi yedeklediğinizde, yer açmak için bir şeyleri silme korkusu da ortadan kalkıyor.
Sosyal medya profilinizi sadeleştirmek derken; şahsen zaman geçirmediğiniz ve gelecekte de geçirmeyi planlamadığınız kişileri takibi bırakmaktan bahsediyoruz. Gönderileri, hikayeleri ve tüm bildirimleri, o kişileri açıkça takip etmeyi bırakmadan ve o kişiyle (muhtemelen hiç var olmayan) ilişkinizi zedelemeden sessize almak can simidi görevi görüyor. Zamanınızı gerçekten ilgi çekici, kendinize değer kattığını düşündüğünüz içeriklere (ki yeni formatlarla bunun sayısız eğlenceli yolu var) ve insanlara harcamak gerekiyor. Bunun getirisi ise artan konsantrasyonunuz olacaktır.